5 Eylül 2011 Pazartesi

İslamın İbadet Kaynağı:Güneş Kültü(5) Atatürk'e Rapor

TAHSİN MAYATEPEK'İN ATATÜRK'E RAPORU

Orta Asya’daki atalarımız gibi Güneş Kültü’ne bağlı olan Meksika yerlilerinin Güneşe hürmet ayinlerini ne şekilde yapmakta oldukları ve ezan, abdest ve secde gibi Müslümanlığa ait oldukları sanılan konuların Müslümanlığa güneş dininden girdiği ve İslam dininde açık bir anlamı olmayan secdenin güneş kültünde çok derin bir anlamı olduğuna ve bunun gibi konulara dair önemli bilgi ve açıklamayı içerir rapordur.

Orta Asya’da iken saygıdeğer atalarımızın binlerce sene bağlı bulunduğu güneş kültünün Kuzey, Orta ve Güney Amerika kıtalarında İspanyol ve Anglosaksonların dini ve kültürel etkisinde uzakta yaşayan yerliler arasında ve özelikle Meksika’da hemen hemen asıl benliklerini koruyarak devam etmiş olduklarını buraya geldikten sonra sevinerek haber almış ve atalarımızın ömrümde görmediğim ve tarifini de kimseden duymadığım güneş ayinlerini burada göreceğim için çok memnun olarak yerlilerin yapacakları ilk güneş ayinini sabırsızlıkla bekledim.

Sonunda bu isteğime şu sebeple ulaştım:

1935 senesindeki kongrelerini yapmak üzere seçtikleri Meksiko şehrine gelmiş olan Rotary adındaki kuzey Amerika kültür cemiyeti üyelerinden 3000 kişi adına düzenlenen bir takım toplantılar ve şenlikler arasında Meksika hükümeti yerli kabilelerinden bazılarının danslarını ve bu arada güneşe hürmet ayinlerini göstermek için adı geçen cemiyetin üyelerini Çapul Tepek parkına davet etmiş ve ben de bu üyelerle birlikte davet edilerek çok seneden beri merak ettiğim güneşe hürmet ayinini mükemmel olarak izleme ve inceleme şansı buldum.Başta ulu önderimiz olduğu halde bütün aydınlarımızın şiddetle ilgisini çekeceğinden kuşkum olmayan güneş ayininin ne şekilde yapıldığı hakkındaki bilgi ve izlenimlerimi bu bölümdeki fotoğraflar ile birlikte olduğu gibi aktarmaya başlıyorum:



Yukarıdaki fotoğrafta görülen yuvarlak şekiller güneşi temsil ediyor olup Tlaştekler bu temsilleri güneşe hürmeten başlarında taşımakta oldukları halde çiçeklerle süslenmiş sallar içinde Amerikalılar ve Cemiyet üyelerinin bulunduğu tribün önüne geldiler ve kollarını tıpkı Mevleviler gibi kendilerinden geçmiş bir şekilde yukarıya uzatıp 2 nefesli çalgı ve 2 kudüm eşliğinde 10 dakika kadar ağır bir tempoda dönüşler yaptılar.

Bunların aynen Mevleviler gibi birbirlerine dokunmamaya dikkat ederek dönmeleri ve nefesli çalgıların ( Sanırım bundan kasıtları Ney denen çalgı) hüseyni ve hicazkar kürdi benzeri nağmeler çalmaları ve kudümlerin de ( Vurmalı bir çeşit çalgı) Mevlevi temposu ile çalınması beni hayretler içerisinde bırakmış olup Mevlevi ayininin bütün detaylarına kadar güneş kültünden alındığına dair hiçbir şüphem kalmadı.

Bu ayini gördükten sonra derhal Mevlana celaleddin rumiyi hatırlayarak bundan 800 yıl önce horosan’da doğmuş olan bu kişinin eski zamanlarda orta asyadaki Müslüman memleketlerindeki ilim ve fikir merkezlerine eğitim amaçlı seyahatler yapmak amacında olan Arap ve Türk alim ve filozofları gibi orta asya ve özelikle horosandan uzak olmayan Hindistan ve Tibet bölgesine yapmış olması ihtimal bulunan seyahatleri sırasında güneşe hürmet ayinlerini görmüş fakat islamiyetin güneşe tanrı ve tanrının maddi benzeri sıfatıyla ibadet edilmesini caiz görmediği dikkate alarak güneş kültünde ney ve kudüm eşliğinden güneşe tanrı vasfı yükleyerek yapılan dansları Müslümanların tanıdığı Allaha karşı yapılan bir ibadet şekline dönüştürerek kurduğu Mevlevi tarikatına dahil etmiş olduğu sonucuna ve kararına vardım.

Mevlana'nın Mevlevi Külahını da Güneş Kültü'nden Aldığı Anlaşılıyor

Burada yapılan güneş ayininde, güneş benzerlerinin tahtadan yapılmış koni şeklinde destekler üzerine bindirilmiş olduklarını görünce orta asyadaki ayinlerde de güneş örneğinin kalın keçeden yapılmış destekler yani külahlar üzerine bindirilmiş olmasını göz önüne getirerek mevlananın bunları İslam dininin gereğine uygun olarak destek vazifesinden çıkarıp Mevlevi tarikatının açık bir işareti kabul etmiş olduğundan şüphem kalmadı.



Nitekim burada görülen karşılaştırmalı resimlerde görüldüğü üzere Tlaşkalteklerin güneş örneklerini başlarında taşımak için kullandıkları tahta desteğe şeklen benzeyen Mevlevi külahının vaktiyle orta asyada ya da Tibet ve hindistanda yapılan güneş kültü ayinlerinde güneş örneğini taşımak için kullanıldığı ve 2 karış yüksekliğinde ve 2 santimetre kalınlığında olmasının sebep ve hikmeti de büyük ihtimalle güneş örneğinin sahip olduğu ağırlığın kafaya baskı yapması amacına dayandığı ve bu acayip uygulamanın başka türlü bir açıklamasının olmadı görüşündeyim.

Mevlevilerin kudüm dedikleri aletin aslen kutun şeklinde olarak kişe(kişi demektir) ve kakşikel dillerinde mevcud olduğu ve aynı ön anlamı ifade ettiğie dair açıklama:

Brasseur de Bourbourg'un (Quatre lettres sur el Mexique) adındaki eserinin 94.sayfasında yer almış bulunan:



(J'ai moi-meme ete temoin plus d'une fois de l'importance que les indigenes,quiches ou cakchiquels,attachaient a l'execution de leurs ballets nationaux et du respect dont ils environnaient les maitres duTUN ou tambour sacre,leur cedant en toute circonstance la premiere place,dans les festins,comme a l'eglise.)



Buradaki açıklama üzerine, Yukatan ve Guatemala kıtalarında yaşayan ve ırk olarak maya milletine dahil bulunan Kişe ve Kakşikel kabilelerinin (Kişe, kişi demektir) gerek milli danslarında gerek güneş için düzenledikleri ayin esnasında Tun adında kutsal bir dümbelek kullandıkları ve bunu çalanlara karşı derin bir saygı gösterdikleri hakkındaki bilgiye ulaştıktan sonra dümbelek sözünün başındaki düm ekinin, kişe ve kakşikel dillerinde mübarek dümbelek anlamına gelen Tun sözünün aynı olduğu göze çarpmakta ve böylece kudüm sözünün, hem eski Türkçede hem de kişe ve kakşikel dillerinde mübarek, kutsal anlamında olan KU ve kişe ve kakşikel dillerinde dümbelek anlamında olan “TUN” yani mübarek dümbelek demek olan “KUTUN” sözünden çıkmış olduğuna şüphe kalmamaktadır.



Çapul Tepek(Aztek dilinde “Çapul” çekirge ve “Tepek” de tepe,yani çekirge tepesi demektir. Çekirgelerin ekinleri tahrip,yani yağma ettiği bilindiğinden eski Türklerin aslen Aztekçede çekirge anlamında olan bu Çapul sözünün mecazi bir surette “yağma” anlamında kullanmış olmaları muhtemel bulunduğunu ayrıca belirtiyorum) parkındaki ayin esnasında Tlaşkaltek adındaki yerlilerin güneşe hürmeten başlarında taşıdıkları güneş örnekleri yukarıdaki resimde görüldüğü üzere,merkezden çevreye doğru açıları ortalayacak şekilde uzadılmış çeşitli ince çubuklar üzerine güneşin ışınlarını temsilen çeşitli renkli parlak kağıtların concentrique bir şekilde geçirilmesi ile ortaya getirilmiştir.



Meksika'da Ohaka eyaletinde yaşayan birtakım yerli kabileler bu fotoğrafta görüldüğü üzere güneşe saygı ayinlerinde başka çeşit bir güneş örneğini başlarında taşımakta ve sağ ellerinde güneş ve sol ellerinde ay'ı temsil eden globlar tutarak ayinlerini yapmaktadırlar



Güneşten başka Ay'a da saygı gösteren Meksika yerlilerinden bazıları Ay'a hürmet ayini esnasında bu fotoda görüldüğü üzere,başlarında hilal şeklini taşımaktadırlar.Bu yerlilerin ayin esnasında giydikleri mavi renkli cübbenin bir zamanlar memleketimizde kullanılan cübbelere benzemesi ilgi çekicidir.



Lands and Peoples adındaki eserin 7.cildinden alınmış olan bu fotografı,Bolivya ve Peru kıtalarında pek eski zamanlardan beri yaşamakta olan Kişua(Kişua dilinde “kişua” kişi,adam demektir) ve Aymara adındaki yerlilerin Hıristiyanlığı 4 asır önce zorla kabul etmiş olmalarına rağmen atalarından miras aldıkları Güneş Kültü'nü özel zamanlarda gerçekleştirdikleri sırada güneşe saygı için davul kasnağı şeklindeki güneş örneklerini başlarında taşıdıklarını göstermektedir.

Alıntıdır : Din Bu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder