5 Eylül 2011 Pazartesi

İslamın İbadet Kaynağı:Güneş Kültü(3)

İslamın İnanç ve İbadetlerindeki Birçok Sözcük de,Sabiiliğin Temel Dili Olan "Süryanice","Aramice" Kaynaklıdır

Sabiilik kaynaklı olan,İslamın yalnızca inanç ve ibadetleri değildir.Bunlarla birlikte,inanç ve ibadetlerde kullanılan sözcüklerin çoğu da,Sabiilik dininin temel dili olan Süryanice'den,Aramice'den gelmedir.Kur'an'daki Yunanca sözcüklerin de,Helenizmle çok yakından tanışıp ilişkileri olan Süryaniler aracılığıyla Kur'an'a geçtiği söylenebilir.

Kur'an'da yer aldığı görülen,temel,anahtar sözcüklerden Süryanice olanlar arasında şunlar da var:

"Allah","Rahman","Kur'an","Furkan","kitab","melek","insan","Adem","Havva","Nebi(peygamber)","savm(oruç)","salat(namaz,dua)"

"alem"... Bunlar Süryani kaynaklarda belirtildiği gibi,Müslüman yazarların,örneğin Süyuti'nin ünlü kitabı el-İtkan'ı gibi kaynak kitaplarında da yer alır.

Kur'an'daki temel ve anahtar "inanç,ibadet" sözcüklerinin Sabiilik kaynaklı oluşu,İslamın yapısını oluşturan neler varsa,tümüne yakın bir kesiminin kaynağını Güneş Kültü ağırlıklı Sabiilik'ten aldığını ortaya koyan kanıtlardandır.

-Tersine İslam Sabiiliği etkilemiş olamaz mı?İnanç ve ibadetlerdeki benzerliğin bundan ileri geldiği düşünülemez mi?

Bir yutturmaca olarak bunu ileri sürmüş ve savunmuş olanlar vardır kuşkusuz.Ve olacaktır da.

Ama bu,olanaksız.Üzerinde yeterince düşünülüp,araştırmalara,verilere de bakılarak değerlendirme yapılırsa,asıl kaynağın İslam olamayacağı kolayca anlaşılır.

Asıl Kaynak Neden İslam Değil de,Sabiiliktir?

Bu sorunun karşılığı için şu bir iki kanıt bile yeterlidir:

-Asıl kaynak İslam değil Sabiiliktir,çünkü Sabiilik yanında İslam-kaynaklara baktığınızda- daha dünkü bir olaydır.

-Asıl kaynak Sabiiliktir;çünkü önemli Müslüman yazarların da kabul edip belirttikleri gibi,Sabiilik,görülen dinlerin en eskisidir.

Bu da doğaldır,çünkü Sabiilikte bulunan yıldız tapımı,özellikle de ay ve güneş tapımları(yıldız,ay ve güneş,asıl inanılan gücün,Tanrı'nın simgeleri olarak görülmüştür) Batılı araştırmacıların savunduklarına göre de,gelişmiş dinlerin,kimine göreyse tüm dinlerin en eskisini oluşturur.

Yıldız Tapımı,Güneş Tapımı,Ay Tapımı ve Bunlardan Oluşan Sabiilik,Dinlerin En Eskisidir

Cahit Beğenç'in Milli Eğitim Bakanlığı'nın Devlet Kitapları arasında yayımlanan Anadolu Mitolojisi adlı kitabında şunları okuyoruz:

"Alman okuluna göre,dinler bir tek sembolden çıkmıştır.Maxx Miller'e göre bu sembol,güneştir.Taylor'a göre gök kubbesidir.Siech'e göre fırtınadır.Hilebrant'a göre aydır.Dinler tarihine göre sembollerin en eski tipleri,gökyüzü,güneş,ay,su,kutsal taşlar,arz(toprak),kadın,yeşerme(vejetasyon) ve ziraattır."

Kitabı temel kaynaklar arasında yer alan,ateşli İslam propagandacısı görünen,bu yüzden konuları İslam uğruna savunmaktan çekinmeyen yazarlardan İbn Hazm bile şöyle diyor:

"Sabiilerin inandıkları din,dinlerin çağlar içindeki en eskisidir."

Böyleyken,asıl kaynak Sabiilik değil de,İslam olabilir mi?Yani Sabiiliğin ibadetlerini,inançlarını İslamdan aldığı düşünülebilir mi,bu durum karşısında?

Sonra yukarıda da belirtildiği gibi,temel inanç ve ibadet sözcüklerinin İslamın olmayıp,Sabiilikteki temel dile ait oluşu da,kaynağı yeterince belirler niteliktedir.

"Sabiilik de Münzel(Gökten İnme) Bir Dindi Ama Bozulmuştu" Yutturmacası

Kimi İslam propagandacıları,öteden beri şunu ileri sürüp işlerler:

"Tanrı,Adem'den başlayarak birçok peygamber göndermiş,bunlarla birlikte de kitaplar indirmiştir.Ama,İslam gelinceye kadar bunlar bozulmuşlar,asılları da unutulmuştur.Sabiilik de bunlardan biridir.Bozulmuştur.İslam gelince,aslı yitirilmiş olan dinleri,inançları düzeltmiştir."

Genellikle öne getirilen bu.

Peki aslı ortada yoksa ve karşılaştırma olanağı bulunamıyorsa,İslamın savlarına nasıl inanılır?Tümüyle havada kalan ve bir sürü yalana dayalı mucize denen boş inancın dışında dayanağı nedir?

Kaldı ki,dinlerin kutsal kitapları ve temel ibadet gelenekleri,inanırlarınca Tanrıdandır.Öyle olmasa da,inanılır.Bunlar yerleştikten,yaygınlık kazandıktan sonra ve hele bir sürü de elyazması yapıtlara,yazıtlara geçmişken,değişmiş ya da değiştirilmiş olabilir mi?Kimler,nasıl değiştirmiş ya da bozmuş olabilirler?Vardıysa,aslına neden hiçbir yerde rastlanamıyor?Yitirilmişse de neden toplumlar yitirdiklerini hiç anımsayamıyorlar?

Ayrıca şu da sorulabilir:

Hicr Suresi'nin 9.ayetinde,Tanrı'ya şöyle söylettirilir:

"Kuşkusuz zikri(Kur'an'ı) biz indirdik.Onu kesinlikle koruyanlar da biziz."

Demek ki Tanrı kendi indirdiğine sahip çıkıyor ve onu koruyor.Anlatılan bu.Peki öteki kitapları da kendi indirdiğine göre,onlara niçin sahip çıkmamış ve onları neden korumamış?Onlar da kendi kitabı değil miydi?Sonra düzeltici olsun diye İslamı göndermek için onca yüzyıl niye beklemiş?

Tabii,"Tanrı'nın hikmetinden sorulmaz" denir.Konu kapatılır bu gibi durumlarda.Kaçma yolu.

Kuşkusuz her şeyde değişme olur.İnançlarda,dinlerde de...İslamda da olmuştur ve olacaktır.Böyledir diye yeni bir din geleceğini kabul eder mi İslam?Değişme ve gelişmeler olur,ama birtakım temeller,yazılı belgeler kalır da...nasıl ki en ilkel dönemlerden,binlerce yıl öncesinden birçok kalıplar,boş inançlar sürüp gelmiştir.Melek,cin,şeytan,cennet,cehennem,kader,ecel... türünden inançlar böyle sürüp gelmemiş midir?Bunlar,kitlelerin tapınma geleneklerinde,kutsal metinlerinde,kutsal kitaplarında,şu ya da bu kitapta,yazıda,yazıtta,yerleştiği kafalarda,dillerde yaşayıp gelmişlerdir yazık ki.Akıl ve bilimin,ırzına geçilmemiş olanı,bunlara zaman zaman öldürücü darbeler vurmakta.Ama karanlığa karşı aydınlık yeterli değil.Şimdilik.Çıkarcılar,politikacılar da,tarih boyu en etkili rol oynamış olan bu silahı ellerinden kaçırmak istemiyorlar.Kullandıkça kullanıyorlar...

Kısacası,Sabiilikteki inançlar da,kendinden öncekilerden kaynaklanmakta.Kurumlaşmış ya da daha kurumlaşmamış olanlardan,"totemcilik"ten,"animizm"den nice yansımalar olmuştur bu dine.Çeşitli süreçler,gelişmeler,değişmeler içinde...

Ama,Yahudilik,Hıristiyanlık ve İslam gibi dinler söz konusu olunca,temel kaynak Sabiiiliktir.Demek istenen de bu,gerçek de bu.

Sabiilikten İslama Geçenlerin Kimi Doğrudan,Kimi de Yahudilik,Hıristiyanlık Yoluyladır

Sabiiliğin temel inanç ve ibadetleri,kimi sözcükleriyle birlikte,Yahudilikte de bulunuyor.Yahudi toplumunun yaşamında,dilinde,kafasında,kutsal kitabında ve öteki kaynaklarında...Hem de çok yoğun ve ağırlıklı olarak görülüyor.Neden?Çünkü Yahudiler,gözlenebildiği ölçüde,birçok toplumdan çok daha toplayıcı olmuşlardır.Voltaire,Felsefe Sözlüğü'nün Eyüp(job) maddesinde,Tevrat'ın Eyüp bölümünün Yahudilerin olamayacağını kanıtlamaya çalışırken,Eyüp bölümünde,"Ayı","Orion" ve "Hyad'lar" adı verilen "takımyıldızları"ndan söz ediliyor oluşuna dikkat çekiyor,şöyle diyor:"İbranilerin astronomi hakkında hiçbir zaman hiçbir bilgileri olmamıştır.Hatta dillerinde bu bilimi belirleyecek bir sözcük bile yoktur."Sabiilerin,yıldız,ay ve güneş kültleri inanırlarınınsa,gökbiliminde çok ileri düzeye ulaştıkları,çok çaplı bilgileri olduğu,bugün araştırmalarla yeterince biiniyor.Voltaire'nin sözünü ettiğimi bölüm,hiç değilse bu bölümdeki anlatımların bir kesimi,Sabii çevrelerinden alınmış olabilir.Voltaire yukarıdaki yargısına,aynı maddede,şunu ekliyor:"Yahudiler bu işte de,her şeyde yaptıkları gibi,başkalarının yapıtlarını kendilerine maletmekten başka bir şey yapmamışlardır."Voltaire'nin yargısına göre Yahudiler,Tanrılarını bile,başkalarından aşırmışlardır.

Yahudilerin,Tanrı,Tanrı'nın nitelikleri,Peygamber,ruh,kutsal kitap,tapınak,kurban,tapınma gibi konularda,Sabiiliği verimli bir kaynak olarak buldukları ve bu kaynaktan bol bol alıp yararlandıkları anlaşılıyor.

Hıristiyanlık da,kendinden önceki bu iki kaynaktan da almıştır.Yahudilikten almış olması doğal.Çünkü peygamberleri de,aslında bir Yahudiydi.Sabiilikten almamış olmaları da düşünülemez.Çünkü birçok yerde,iç içe bulunuyorlardı.

Felicien Challaye,Hıristiyanlığın,Doğu mistisizminin,Yahudi mesihçiliğinin,Yunan düşüncesinin ve Roma evrenselciliğinin kavşak yerinde ortaya çıktığını yazıyor.Roma kesiminde,"Romanın resmi dini"ni anlatırken şunları da yazıyor:

"Kibele ve Attis kültü,Oziris(Osiris),İzis,daha sonra Serapis kültü,Suriye'den gelme Güneş Kültü(bu kült özellikle Suriyeli imparatorlar tahta çıktıkları zaman yayıldı.Aurellianus,yenilmez Güneş için bir tapınak yaptırdı.)Mithra kültü.Çoğu zaman bu tapınışlar,birbirleri içinde eriyerek bir çeşit mistik sinkretizm meydana getirdi."

Burada geçen "Mithra Kültü"yle de Hıristiyanlık arasında büyük bir benzerlik bulunuyor."Mithra",inançlarda bir "Güneş Tanrı"ydı.Mithra Diniyle Hıristiyanlık dininin benzerliği konusundaysa şu ilginç yargıya yer veriliyor:

"Eğer Hıristiyanlığın gelişmesi,öldürücü bir hastalık yüzünden dursaydı,bütün dünya Mithra dinini benimseyecekti.Kendi inancına pek fazla benzediği için,Hıristiyan kilisesi,bu dinle bilhassa,enerjik bir şekilde savaşmıştır.V.yüzyılın başında da bunu ezmeyi başarmıştır."

Hıristiyanlıkta Güneş Kültü gibi,Ay Kültü de çok büyük ölçüde etkin olmuştur."Bakire Meryem",daha önceki inançlardan kalma bir "Ay Ana"ydı ve "bakireyken çocuk doğurduğu" yolundaki efsane de-ki bu efsane Kur'an'da da(özellikle Meryem Suresi'nde)uzun uzun yer alır-"Ay Ana" diye inanılmış olmasından kaynaklanıyordu.Ay Analar ve bakireyken çocuk doğurmaları konsunda,Cahit Beğenç,şu güzel özeti yapıyor:

"Anadolu'da Cybele Ana,bakiredir,babasız oğlu,hem de aşığı Attis'tir.

Babil ülkesinin Koca-Anası:İştar Ana Bakiredir.Babasız doğan oğlunun adı Tammuz'dur.

Mısır ülkesinin Koca-Anası:İsis Ana'dır.Bakiredir.Babasız doğan oğlunun,aynı zamanda sevgilisinin adı,Osiris'tir.

Batı Anadolu ve Güney Anadolu bölgesinin Koca Anası,Artemis'tir,bakiredir.Babasız oğlu aynı zaman da sevgilisinin adı,Adonis'tir.

(...)

(...)Hazreti Meryem de Koca Ana'dır,bakiredir.Oğlu İsa babasızdır.Adına Meryem-Ana derler.

Koca-Ana'lar,Ay-Ana'lardır.Bereket mabudeleridir.Hıristiyanlar,Meryem Ana'ya 'nutre lune',yani 'Bizim ay' derler."

Güneş,ay ve eskiden yıldız da denen gezegenlerin tapımlarından nasıl yansımalar bulunduğunu,haftanın günlerinin adlarına bakarak da anlayabiliriz:

"Sunday":Pazar."Sun":Güneş,"day":"Gün" olduğuna göre "Sunday","Güneş günü" demektir.

"Monday":Pazartesi.Bu da ay anlamındaki "mon" ile "gün" anlamındaki "day"dan oluştuğu için "Ay günü" demektir.

"Saturday":Cumartesi.Bu da Satürn günü demek.

Bu günlere neden bu anlamlar verilmiştir?

Çünkü her gün,hangi yıldızın,gezegenin adıyla anılıyorsa onun ibadetine ayrılmıştı.

Peki haftanın her bir gününü,her bir yıldıza,gezegene ayıran hangi dindi?

Birçok kaynakta olduğu gibi İbn Nedim'in el Fihrist'inde de bu sorunun karşılığını bulabiliyoruz:Sabiilik dini.

Sabiilikte;Pazar:Güneş ibadetine,Pazartesi:Ay ibadetine,Salı:Mars ibadetine,Çarşamba:Merkür ibadetine,Perşembe:Jüpiter ibadetine,Cuma:Venüs ibadetine ve Cumartesi:Satürn ibadetine ayrılmıştı.

-İslama gelince.İslamın önünde daha bol ve hazır kaynak var.Sabiiliğin inançlarını,ibadetlerini,tapınma biçimlerini ve Sabiilik kaynaklı öteki yansımaları,hem doğrudan asıl kaynağından,yani Sabiilikten,hem de Hıristiyanlıktan,Yahudilikten(daha çok da bu sonuncusundan) almıştır.Başta Peygamberleri olmak üzere Müslümanlar,hemen her dalda,topladıkça toplamışlardır bu çevrelerden.Alıp kendilerine,İslama mal etmişlerdir.Alıp yararlandıkları kaynakları da,ellerinden geldiğince yok etme çabasını göstermişlerdir.Birçok kitap,kütüphane yakmışlar.Halife Ömer'in "İskenderiye Kütüphanesi"ni nasıl yaktırdığını anımsayın.Burada,bugün de kitap yakma alışkanlığının,kaynak yok etme geleneğinin nasıl sürdüğü açık açık sergileniyor.

Kısacası,Sabiiliğe,daha önceki ilkek inançlar,tapınmalar kaynaklık etmiştir.Sabiilik ise,tarihin derinliklerinden taşıyıp getirdiği binlerce yıllık bu inançları,yeni biçim ve kalıplar içinde yoğurarak ve yenilerini de ekleyerek,kendisinden sonraki dinlere,Yahudiliğe,Hıristiyanlığa ve Müslümanlığa boşaltmıştır.Güneş Tapımındakilerle,Ay Tapımındakiler ve başka gök cisimleri için oluşturulmuş tapımlarıyla birlikte...Ortak inanç ve tapımlarının,Yahudilik,Hıristiyanlık ve Müslümanlık etkisiyle Sabiilik dininde oluştuğu söylenemez.Çünkü,yukarıda da belirtildiği gibi,en eski olan ve en eski geleneğe sahip bulunan din,Sabiiliktir.Sonra Tahsin Mayatepek'in raporunda da görüleceği gibi,Güneş Kültü,Ay Kültü,Meksika yerlilerinde,b yerlilerin binlerce yıllık inanç ve ibadet geleneğinde de bulunuyor.Oralara da,Yahudilikten,Hıristiyanlık ve Müslümanlıktan gittiği düşünülebilir mi?Sabiilikle bu yerlilerin ortak inanç ve ibadetlerini açıklamak o denli güç değil.Çünkü Sabiilik demek,aynı zamanda Yıldız Kültü,Güneş Kültü,Ay Kültü demektir.Ortadoğu'da,kimi Anadolu illerinde kurumlaştığı görülmekteyse de,ileride de üzerinde durulacağı gibi bu dinin içine aldığı kültlerin asıl yurdu buralar olmayabilir.

Alıntıdır : Din Bu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder